Lost’un Son Sezonu Değil !
Hepimiz, Pazartesi sabaha karşı Amerika ile aynı saatte Türkiye’de de yayınlanacak Lost’un son bölümünü çok merak ediyoruz. Her ne kadar sona yaklaştıkça eski heyacanını kaybettirmiş olsa da, Lost hepimiz için çok yeni ve farklı bir dizi tecrübesiydi. Bu sabah son bölümü yayınlanıp, bitecek diyenler bence yanılıyor. Lost gibi bir dizi asla bitmez. Lost dizisinde en çok kullanılan teknik olan “flash back” ve flash forward” böyle bir diziyi benim gözümde ölümsüzleştirmek için gayet yeterli. Bu teknikler dizinin her sezonunda o kadar güzel kullanıldı ki, bu sabah seyredeceğimiz son bölüm sonrası, yapımcıların herhangi bir sezonun herhangi bir yerinden başlamamaları için hiçbir neden yok.
Açıkca gözüküyor ki, Lost dizisindeki
herhangi bir karakteri tekrardan canlandırmak veya içlerinden bir tanesi ile farklı serüvenler oluşturmak Lost’un metin yazarları için çocuk oyuncağı. Yapımcılar zaten bu dizi ile beraber Fringe ve Flash Forward gibi 2 büyük projeyi daha götürüyorlar ki artık son bölümlere doğru paralel evrenlerin birleşmesinden çok dizilerin birleşmesi bile masanın üzerine gelmiş gibi gözüküyor.Lost’u şimdilik uğurlarken aklımda; Siyah Duman, Sawyer’ın taktığı isimler, Swan istasyonunda saat başı girilmesi gereken sayılar, Dharma Initiative’ın logosu ve Minibüsleri, Kate’in çilleri, Dr. Faraday’ın zaman makinası, “The Others”, umutsuzluklardan sonra gelen mutluluklar, bir türlü binilemeyen denizaltı, Locke’un bıçakları, dikenli tel yerine kullanılan Soner Fence’ler, adanın yerini değiştirebilen düzenek, deniz fenerindeki ayna ve son olarak her hafta duymayı özlemle beklediğimiz “Previously on Lost”….
Umarım en kısa zamanda Lost’u hayatımızda tekrar görürüz ki, güncel uyarlamasını umarım çocuklarımız ile beraber seyredecek kadar beklemek zorunda kalmayız. Son olarak takipçilerinin kulaklarından silinmeyen güzel şarkılarından oluşan bir video’yu aşağıya ekliyorum. Umarım izlerken ve dinlerken siz de benim kadar zevk alırsınız…